Ankara'da artan trafiğe çözüm için "sıkışıklık ücretlendirmesi" ve "mesai saati değişikliği" önerisi
Toplu taşımayı kullananlar, trafik yoğunluğunun azaltılması için sefer sıklığının artırılmasını, sürücüler ise trafikte geçen zamanı azaltacak çözümlerin bulunmasını istiyor - ODTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hediye Tüydeş Yaman: - "Yurt dışında uygulanmasına rağmen ülkemizde henüz uygulaması olmayan tartışmalı bir konu, özel araçlardan kent merkezine girişinde para alınması. Buna 'sıkışıklık ücretlendirmesi' diyoruz" - ABB Etüt ve Projeler Dairesi Başkanı Seçkin Aşıcı: - "Araç yoğunluğunun azalmasını ve vatandaşların toplu taşımaya daha fazla yönelmesini sağlamayı amaçlıyoruz. Ulus'ta da bu doğrultuda bir meydan projesi üzerinde çalışıyoruz"
CEM DAĞISTANLI - Ankara'da toplu taşımayı kullanan vatandaşlar, son aylarda kent içi trafikte yaşanan yoğunluğun azaltılması için sefer sıklığının artırılmasını, sürücüler ise trafikte geçen süreyi kısaltacak çözümlerin bulunmasını talep ediyor.
TÜİK'in 2024 Ekim Ayı Motorlu Kara Taşıtları istatistiklerine göre, Ankara'da son üç yılda trafiğe kayıtlı araç sayısı 484 bin artarak 2 milyon 743 bin 498'e ulaştı.
Uzmanlara göre, özellikle 6 Şubat 2023'te Kahramanmaraş'ta meydana gelen depremlerden etkilenenlerin bir kısmının daha güvenli olduğu için bu kenti tercih etmesi ve araç sayısındaki artış, nüfus yoğunluğunu çoğaltan etkenlerin arasında yer alıyor.
Akademisyenler ve uzmanlar, sorunun çözümü için kapsamlı kentsel ulaşım reformuna ihtiyaç duyulduğu, vatandaşlar ise özellikle mesai saatlerinin başlangıç ve bitişinde toplu taşıma seferlerinin daha da artırılması gerektiği görüşünü dile getirdi.
- "Sıkışıklık ücretlendirmesi" teklifi
ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü Ulaştırma Mühendisliği Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hediye Tüydeş Yaman, özel araç sahipliğinin hızla artmasının kentlerde önemli bir trafik sorunu oluşturduğunu söyledi.
Çözümün toplu taşıma altyapısının güçlendirilmesiyle sağlanabileceğine işaret eden Yaman, şunları kaydetti:
"Yurt dışında uygulanmasına rağmen ülkemizde henüz uygulaması olmayan tartışmalı bir konu, özel araçlardan kent merkezine girişinde para alınması. Buna 'sıkışıklık ücretlendirmesi' diyoruz. Aslında burada herkesin özel aracını kullanma hakkı var ama hepimiz aynı anda cazip koridorları kullanmaya kalkarsak koridorun kapasitesini aşıyoruz. Bu özel araçlarla aynı yolu kullanan toplu taşıma araçlarını da geciktiriyor."
Prof. Dr. Yaman, özel araç kullanımını sınırlamak için cazip alternatiflerin sunulması ve toplu taşımanın maddi imkanları kısıtlı bireylerin tercih ettiği bir seçenek olduğu algısının kırılması gerektiğini vurguladı.
Gelişmekte olan ülkelerde özel araç sahipliğinin statü göstergesi olduğuna dikkati çeken Yaman, "Bunu değiştirebilmeniz için eğitim ve topluma doğru mesajları vermek önemli." dedi.
- "Sorun, ulaşım hatlarının Kızılay'dan geçmesi"
Şehir Plancıları Odası Şube Başkanı Ceren Gamze Yaşar da Ankara'da Kızılay'ın tüm ulaşım ağlarının merkezi olmasının trafik sorunlarının kökenini oluşturduğuna işaret etti.
Kızılay'ın çevresindeki bölgelerin arasında doğrudan bağlantı kurulamamasının ulaşım süresini uzattığını belirten Yaşar, Ankara'nın raylı sistem haritasının Londra, Paris veya Moskova gibi örümcek ağı desenine sahip olmadığını söyledi.
"Sorun, bütün ulaşım hatlarının Kızılay'dan geçmek zorunda olmasından kaynaklanıyor." diyen Yaşar, şu öneride bulundu:
"Örneğin dolmuş, otobüs hatlarının, metro, Ankaray'ın hepsinin sadece Kızılay'dan geçiyor olması ve bunun dışında kendileriyle ilişkilenmemeleri, Ankara'daki ulaşım sorununun temelini oluşturuyor. Şehir büyürken yeni bağlantılar kurmalıydık."
Yaman, trafik yoğunluğunun azaltılması için daha uygun maliyetli hafif raylı sistemler ve metrobüs gibi çözümlerin değerlendirilebileceğini ancak tüm bu projelerin verimli ve etkili şekilde hayata geçirilebilmesi için öncelikle kentin üst ölçekli bir plana ihtiyaç duyduğunu ifade etti.
- "Sorun sadece araç sayısına bağlı değil"
İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Alp Geyik de trafik sorunlarının yalnızca araç sayısına bağlanmamasının gerektiğini söyledi.
Avrupa Birliği ülkelerinde her 1000 kişiye 560 otomobil düştüğünü, Türkiye genelinde bu sayının 165, Ankara'da ise 322 olduğunu anlatan Geyik, buna karşılık Avrupa Birliği üyesi ülkelerde neredeyse trafik sorununun yaşanmadığına dikkati çekti.
Geyik, 5 milyondan fazla nüfusa sahip bir kentte herkesin özel araç kullanarak ulaşımını sağlamak istemesinin, yerel yönetimlerin de bunu gerçekleştirmesinin mümkün olmadığını belirterek, "Sorunun çözümü, sağlıklı ve sürdürülebilir bir kentsel ulaşım sistemi." dedi.
- Farklı saatlerde yola çıkılmasını sağlayacak düzenleme
Trafik güvenliği alanında çalışmaları bulunan ODTÜ Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bahar Öz de trafikteki bazı sürücülerin kurallara uymamasının anlık sıkışıklıklara neden olabileceğini ifade etti.
Trafikte yoğunluğu azaltacak çözümlerin bulunmasının, farklı disiplinlerin bir arada çalışmasını gerektirdiğini dile getiren Öz, şunları kaydetti:
"Trafik sisteminin, insanı merkez alarak güvenli, rahat ve sürdürülebilir ulaşımı destekleyecek şekilde planlanıp inşa edilmesinden, eğitim, denetim, iyileştirme gibi uygulamalarla dinamikliğini ve güvenlik vurgusunu koruyan bir yapıya dönüşmesi gerekir. Bunu sağlayacak bazı yöntemler direkt trafik sistemine yönelikken bazı bölgelerde araç kısıtlaması yapmak veya insanların iş ve okulları için farklı saatlerde yola çıkmasını sağlayacak düzenlemeler geliştirmek gibi dolaylı yöntemler de uygulanabilir."
- Ulus Meydanı'nı trafiğe kapatma ve Atatürk Bulvarı aksını yer altına alma planı
Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) Etüt ve Projeler Dairesi Başkanı Seçkin Aşıcı, başkentte bazı güzergahlarda artış gösteren trafik yoğunluğunun başlıca kaynağının deprem nedeniyle gerçekleşen göç hareketleri olduğunu söyledi.
Akademisyenlerin, "şehir merkezlerine ücretlendirmeyle giriş yapılması" önerisini de değerlendiren Aşıcı, "Bir ücretlendirme değil ama özellikle Tunalı Hilmi Caddesi ve Bahçelievler 7. Cadde gibi bölgelerde yayaların kullandığı kaldırım alanlarını genişletirken yolları bir miktar daraltmayı planlıyoruz. Ayrıca bu alanlarda park eden araçlar için park ücreti ödeme sistemini devreye sokmayı hedefliyoruz. Bu çalışmalarla araç yoğunluğunun azalmasını ve vatandaşların toplu taşımaya daha fazla yönelmesini sağlamayı amaçlıyoruz. Ulus'ta da bu doğrultuda bir meydan projesi üzerinde çalışıyoruz."
ABB'nin trafik yoğunluğuna yönelik çalışmalarını anlatan Aşıcı, Ulus Meydanı'nı gün içinde trafiğe kapatma ve Atatürk Bulvarı aksını yer altına alma planlarının olduğunu, arkeolojik taramaların ardından simülasyonlarla bu projelerin uygulanabilirliğini test edeceklerini vurguladı.
Metro hatlarının uzatılmasına yönelik projelere de değinen Aşıcı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ankara'da doğu-batı ekseninde olan toplu taşıma hatlarında, metro hatlarında kuzey-güney yönünde Ostim metrosunu Beytepe metrosuna bağlayacak bir metrobüs yolunu yapmak, kuzey-güneyde de tabiri caizse bir kılçık hattını da şehre kazandırmak istiyoruz. Ulus ve Dikimevi Bölgesi'nden ulaşımı biraz problemli olan Siteler ve Karapürçek bölgesine hizmet verecek Plevne Caddesi, Samsun Yolu ve Karapürçek Bulvarı üzerinden metrobüs ve otobüs için ayrılmış bir yol projemiz devam ediyor."
Kent genelindeki trafik yoğunluğunu azaltmak ve toplu taşıma kullanımını artırmak amacıyla metro projelerine hız verdiklerini anlatan Aşıcı, mevcut istasyonların otopark alanlarının genişletilmesi ile "Park Et-Devam Et" uygulamalarının destekleneceğini belirtti.
- Özel araç sürücüleri de toplu taşımayı yetersiz buluyor
Ankara'da özel araçla ulaşımını sağlayan bazı vatandaşlar da artan trafik ve yetersiz toplu taşımadan şikayet ediyor.
38 yaşındaki Murat Sarı, "Toplu taşımanın yetersiz olması, mecburen bizi araçla hareket etmeye zorluyor. Ben Pursaklar'da oturuyorum, iş yerine gitmek için iki vasıta kullanman gerekiyor." diye konuştu.
Abdullah Can da genellikle toplu taşımada yer olmadığı için aracını kullanmak zorunda olduğunu söyledi.
Muhammed Boşdurmaz ise toplu taşıma saatlerinin gideceği yere uymadığı için özel araç kullandığını ifade etti.
81 yaşındaki Nazmi Sevim, toplu taşıma araçlarındaki yoğunluk nedeniyle ayakta seyahat etmek durumunda kaldığını belirtti.
30 yaşındaki Kübra Kuzudişli de "Balgat tarafına gidiyorum. Balgat, hem çok kalabalık hem de çok az sıklıkla otobüs geliyor. Her gün bir kavga yaşıyoruz." dedi.
Otobüs seferlerinin sıklaştırılmasının gerektiğini düşünen 70 yaşındaki Satı Bayraktar da toplu taşıma için duraklarda uzun süre beklenmesinden şikayet etti.
AA